başlayıp tamamlayamadığım hatta tam başında kaldığım bir hikaye var ben hikayeden anlamam çünkü ...hadi siz devam edin..
Kimi zaman sevgiyle ışıyan kimi zaman hüzünden buğulanan yeşil gözlere içi yanarak bakıyordu kadın. Dili tutuluyor yüreği burkuluyordu. Karşısında oturan genci kucaklamak ona sarılmak ve onunla birlikte ağlamak istiyordu.
Anne diyor çocuk bir anne daha çıkıyordu ağzından. Kendi çocuklarından bu kadar anlamlı anne kelimesini duymuş muydu acaba ? Şu an hatırlamıyordu bile.. Kaybettiği çocuklarının yerine bu genci koyabilecek miydi? Ona istediği sevgiyi verebilecek miydi? Ya da onun bu büyük problemi ile baş edebilecek miydi?
Garson elinde tuttuğu iki fincan çayı masaya bırakıp uzaklaşırken éAnne benim gözlerim kız gibi mi bakıyoré diye sordu Cenk. Öylesine masum öylesine acı çekerek sordu ki bu soruyu. “Ben anlamam ki kadın gözüyle bakıyorum sana, anne gözüyle” diyebildi Zehra. Oğlum mu demeliydi, kızım mı karar vermiyordu. Anne dedikçe gözleri parlayan gence.